Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, davalı-davacı kadının herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı - E. 2017/1218 K. 2021/688 T. 3.6.2021
“Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kadının kabul edilen boşanma davası yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen manevi tazminat, nafakaların miktarları, reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden, temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir.
2-İlk derece mahkemesince taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının ağır kusurlu, davacı-davalı erkeğin ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda tarafların istinaf talepleri ayrı ayrı reddedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin bağımsız konut temin etmediği, kadının ailesiyle görüşmesini istemediği, kadına ihtiyaçları için yeterli para bırakmadığı için kadının ailesinden yardım istemek zorunda kaldığı ve kadına fiziksel şiddet uyguladığı, davalı-davacı kadının ise, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Tarafların kusurlu davranışları dikkate alındığında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. İlk Derece Mahkemesince yanılgılı değerlendirme sonucu davacı-davalı erkeğin az, davalı-davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda (2.) bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda taraflar eşit kusurludur. Eşit kusurlu eş yararına manevi tazminata (TMK m. 174/2) hükmedilemez. O halde erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
4-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, davalı-davacı kadının her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır. O halde, davalı-davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesinin kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın Fatih'e yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 267.80 TL temyiz başvuru harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran Huriye'ye geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, oyçokluğuyla karar verildi. 04.11.2020 (Çrş.)
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre kadın boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda ağır kusurludur. Bu sebeple hükmün onanması gerektiği kanısında olduğumdan sayın çoğunluğun tarafları eşit kusurlu kabulü ve buna bağlı olarak yoksulluk nafakası yönünden onama-bozma kararına katılmıyorum.”
Comments